25 Haziran 2010 Cuma

Renklerin ve güneşin ülkesi

Fas, bir Kuzeybatı Afrika ülkesi. Renkleri ve tarihiyle göz dolduruyor. Hollywod klasiklerinden Casablanca filminin çekildiği Kazablanka şehri, başkenti Rabat, turistik bölgesi Marakeş'le gezginlere çok şey vaat ediyor. Diğer Afrika ve Arap ülkelerinin aksine modern bir ülke. Fas'ta, sanılanın aksine çöl bulunmuyor. Fas, tam bir renk ve güneş ülkesi.


İkinci Dünya Savaşı'nın ilk zamanları. Çek direniş örgütünün lideri Victor Lazlow, Alman konsantrasyon kampından kaçarak Kazablanka'ya gelir. Amacı yakalanmadan Lizbon'a, oradan da Amerika'ya iltica etmektir. Fakat bütün umutları, şans eseri Kasablanka'nın en meşhur gece kulübünün sahibi olan Rick'e bağlanmıştır. Rick, kaçış için gerekli olan pasaportlara sahip tek kişidir. Öte yandan Rick'in, Victor'un yakalanması ya da ölmesi için önemli bir nedeni vardır. Victor'un karısı Ilsa, Rick'in bir zamanlar kendisini terk ettiğine inandığı ve kalbinin derinliklerine gömdüğü büyük aşkıdır...
Humphrey Bogard ve Ingrid Bergman'ın başrollerini oynadığı Hollywood klasikleri arasında yer alan 'Casablanca' filminin sahnelerinin çoğu filme de ismini veren Kuzey Afrika ülkesi Fas'ın ticaret merkezi Kazablanka'da geçer. Türk Hava Yolları uçağıyla İstanbul'dan Kazablanka'ya hareket ederken, efsanevi filmin sahneleri gözümde canlandı. Uçak inişe hazırlandığında heyecanım doruğa çıkarken, 'Acaba filmin sahnelerinin geçtiği mekanları görebilecek miyim diye?' düşünmeden edemedim. Ancak Kazablanka Havalimanı'na ayak basar basmaz filmin etkisinden hızlıca sıyrılıyorum. Havalimanını saran ağır kokuya alışmam birkaç saatimi aldı. Valizlerimizi alıp bizi otelimize götürecek otobüse bindiğimizde şehirle ilgili ilk algımız pek olumlu olmamıştı. Yakıcı güneşin altında tozlu yollardan otobüsümüz ilerlerken, çevrede gördüğümüz insanlardan Fas'ın çağdaş bir ülke olduğunu ilk izlenim olarak edindik. Diğer Afrika ve Arap ülkelerinin aksine çevrede geleneksel kıyafetleriyle dolaşan insan sayısı çok az. Fas'ın ticaret şehri Kazablanka'nın en iyi ve beş yıldızlı oteli Hyatt Regency'de kalıyoruz. Otelde güzelce dinlendikten sonra şehri gezmek için çıktığımızda, Kazablanka'nın ruhunu daha iyi algıyorum. Evet, Humphrey Bogard ve Ingrid Bergman'ın şehrindeydim. Binalar genel olarak Avrupa mimarisini andıran tarzda yapılmış, modern görünüşlüler. Caddeler geniş ve düzenli. Bu görüntü ağaçsız çırıl çıplak bir çöl kenti beklentimi boşa çıkarmıştı. Mümkün olduğunca yeşillendirilmiş bir şehir Kazablanka.
Eski ve yeni yan yana
Şehir, hemen tüm büyükşehirlere olduğu gibi eski ve yeni şehir olarak iki bölgeye ayrılıyor. Eski kent, tamire muhtaç yapılarıyla ıssızlığıyla terkedilmiş izlenimi uyandırıyor. Ama gizemli havası sizi geçmişe götürüyor. Tarihi çarşıları eski çizgilerini koruyor. Çanta, halı gibi hediyelik eşyanın her türünün satıldığı mağazalardaki pazarlık görüntüleri bildik türden. Türklerin de yakından bildiği pazarlık, Kazablanka'da alışverişin temel unsuru. Siz siz olun pazarlık yapmadan hediye satın almayın. Fas para birimi Drahmi yanında Euro ve Dolar'la da alışveriş yapabiliyorsunuz. Üç milyonluk Kazablanka, ülkenin ticaret, sanayi başkenti olarak oldukça zengin. Görkemli parkları ve yeşil alanları var. Yeni şehirdeki villalar ve modern apartmanlar, eskiyle yeni arasındaki değişimin canlı örnekleri. Eski kent Medina'yı ilgiyle izliyor, önceki kral Hassan'ın Akdeniz kıyısında yaptırdığı dev Hassan II Camii'nin görkemine hayran olarak geziyoruz. Cami, 210 metrelik minaresiyle dünyanın en uzun minareli camisi olma özelliğine sahip. Bu camii denizin kenarına kurulmuş olmasıyla dikkat çekiyor. Geniş avlusu ve gösterişli mimarisiyle geniş bir alana sahip cami etkileyici bir görünüşe sahip. Hassan II Cami, bir yanındaki mavi okyanusla ülkede görülmeye değer yerler arasında.
Cami denizin kenarındaki kayalıkların üzerine büyük bir alana inşa edilmiş, değişik el işlemeleri ve oymalarıyla süslenmiş. İçeri girilmesi yasak olduğundan dışarıdan birkaç kare fotoğraf çektikten sonra, caminin denize bakan duvarlarına oturarak bu görkemli yapıyı seyrettik.
Genel olarak Kazablanka sokaklarında Fransız etkisi dikkatleri çekiyor. Uzun yıllar Fransızların yönettiği şehirde, Fransızca ikinci dil. Her dükkanın tabelasında ya Fransızca ya da her iki dilde yazı görmek mümkün. Kazablanka sokaklarında dolaşan insanlar çoğunlukla modern giyimli. Beyaz ve uzun entari şeklindeki geleneksel kıyafetli Berberilerin sayısı çok fazla değil. Rehberimiz, beyaz entari giyenlerin Berberiler olduğunu anlatıyor. Fas halkı, Arap ve Berberilerden oluşuyor. İki ırkın karışımı da çoğunlukta. Son yıllarda Fas'ın diğer Afrika ülkeleri ile olan ilişkileri artmış; siyah Afrika nüfusu da Fas'a yerleşmeye başlamış.
Düzenli şehri Rabat
Güzel ve yorucu geçen bir günün ardından Fas'ın ticaret şehri Kazablanka'dan, başkenti Rabat'a hareket ediyoruz. Rabat, Kazablanka'ya 90 km uzaklıkta. Kıyı boyunca devam eden yolculuk sırasında çevreyi daha iyi görme şansı elde ediyoruz. Kazablanka'nın daha düzensiz ve tozlu olan ortamından Rabat'ın düzenine geçiyoruz. Rabat, her başkent gibi politik ve ağırbaşlı bir görünüm sergiliyor. Binalar daha yeni ve her yer daha düzenli. Fas'ın tüm şehirlerindeki büyük meydanlarına verilen Kral V.Muhammed adı Rabat'a ulaştığınızda ilk gezdiğimiz yer oluyor. Cadde'nin alt tarafında Souklar (Geleneksel Çarşı), yukarı tarafında ise minaresi uzaklardan dahi görülebilen Es-Sunna (Büyük Camii) yer alıyor ve buradan yürüme mesafesinde olan turistlerin akın ettiği çok geniş bir alana kurulmuş görkemli Kraliyet Sarayı, Arkeoloji Müzesi, Adalet Sarayı ve Üniversite diğer gezilecek tarihi yapılardan. Bu Regreg Irmağı'nın denize döküldüğü yerde bulunan Rabat'ta, Udaya Kasba ve Sale kentine bakan bir tepeye inşa edilmiş olan Kral V. Muhammed Anıtmezarı, mutlaka görülmesi gereken Fas tarihinin en önemli yapılarından biri. Yapının içindeki harika motifler ve özellikle tavandaki ahşap oymalı kubbe dikkati çekiyor. Yapı tam olarak tamamlanamadığından Hasan kulesi olarak bilinen minaresi ve sıralanmış kısa sütunlar günümüze ulaşmış. Rabat'ın en güzel manzarasına sahip yerlerin başında ise, Fas'ın en büyük mimarı miraslarından, 12 yüzyılda inşa edilen Udaya Kasba'sının devasa surlarını içine alan Kale kalıntıları geliyor. Bugün beyaz ve mavi boyalı şirin evlerinden oluşan hoş bir mahalleyi andıran Kasba, zamanında Rabat'a adını veren Ribat'ın yerinde. Rabat'ta geçirdiğimiz güzel günü, Bu Regreg Irmağı'nın denize döküldüğü yerde bulunan tarihi bir kafede noktalıyoruz. Fas'ta yaygın içilen yeşil çay ve bizim tatlıları andıran tadlarla hem dinleniyor, hem de dönüşte arkadaşlarımıza anlatacağımız hatıraları düşünüyoruz. Geri dönüşü düşünmek bile istemiyoruz.

En az yedi çeşit kuskus
Kuzeybatı Afrika'da yer alan Fas'ın mutfağı gerek çeşni, gerekse çeşit açısından çok zengin. Taze ve kuru meyvelerin büyük bir özenle kullanıldığı Fas Mutfağı şekerle, tuzun karıştığı nadir lezzetlerden. Fas Mutfağı genelde ete, balığa ve sebzeye dayanıyor. Et olarak kuzu, koyun, tavuk ve güvercin eti tüketilir. Bol miktarda baharat ve değişik aromaların kullanıldığı yemekler kuzeyden, İspanya, Fransız ve hatta İtalya'dan, güneyden ve doğu ülkelerinden etkilenmiş. En büyük etkinin doğudan geldiğine şüphe yok. Hem Akdeniz, hem de Atlantik Okyanusu'na 2 bin km. kıyısı olan Fas'ta balık ve deniz ürünleri de çok değişik şekillerde hazırlanarak tüketiliyor. Tavada, ızgarada, fırında ve tencerede değişik tekniklerle pişirilen balık ve ve deniz ürünleriyle kuskus da yapılıyor. Bu balıklı kuskus, Kuzeybatı Afrika Ülkelerinde yalnızca Fas'ta yapılıyor. Fas'ta en az 6-7 değişik şekilde kuskus yapılıyor. Fas'la çok çeşitli ve bol sebze yetişiyor. Faslılar sebzeyi et, tavuk ve balık ile pişirdikleri gibi yalnızca soslu sebze olarak da tüketiyorlar. Tatlılar, Fas'ta genelde çeşitli kuru pastalardan oluşuyor. Kurabiye de denilebilecek bu tatlılar iki çeşit. Çay ile yenen içi badem ezmesi ile doldurulan 'Kaab elghzal' denen çeşitlerle, üzerine bal dökülerek daha tatlı olarak hazırlanan ve kahve ile yenen tatlılardan oluşuyor. Badem, tüm Mağrib Ülkelerinde olduğu gibi, Fas'ta da tatlıların en vazgeçilmez malzemesi. Fas Mutfağı'nın en ünlü yemeklerinden biri Pastilla. Bu baklava hamuru ile yapılan bir nevi tatlı ve tuzlu börek. Geleneksel olarak yalnızca bayramlarda ve özel günlerde hazırlanıyor. Bu özel tatlı börek, çekilmiş badem, kuru üzüm, tarçın, bal, maydanoz ve güvercin veya tavuk eti ile yapılıyor. Fas'ta en önemli yemek öğle yemeği. Faslılar günümüzde bile öğle yemeği yemek için evlerine dönüyorlar. Faslıların en ünlü yemekleri arasında, "Pastilin, Ayvalı Tavuk, Ayvalı ve Bamyalı Kuzu Tajin, Seksu Kuskus, Djej makalli, Kaab elghzal" bulunuyor.


Fas'ta alışveriş
Fas'ın hangi şehrinde olursanız olun, her yerde alışveriş kelimesi aynı anlama geliyor. Renkli, ışıl ışıl alışveriş dünyasında kendinizi geçmişte hissedebilirsiniz. Fas'ta alışveriş sokaklarda yaşanıyor. Sokak tezgahlarında, sokakların aralarına kurulan atölyelerde, küçük dükkanlarda. Fas'tan alabileceğiniz şeylerin başında, kıyafet ve kumaşlar geliyor. Uzun pelerinlerden mutlaka almalısınız. Fes porselenleri, çanak çömlek, takı, gümüş objeler, kilim dokuma halılar, eşarp gibi birçok ürün alışveriş listenizde yer alabilir. Fas'ın her şehrinde alışveriş için tarihi ve turistik çarşılar bulunuyor. Buralardan pazarlıkla uygun fiyatlara, el yapımı güzel hediyelikler satın alabilirsiniz. Her şehrin, alışveriş yapmak için büyük bir çarşısı var. Ülkede, geleneksel çarşılar dışında, modern şehir diye adlandırılan bölgelerde lüks mağazaları da bulmak mümkün.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder