14 Ağustos 2010 Cumartesi

Tuna kraliçesi: Budapeşte

Tuna Nehri tam ortasından akıyor. Biz onu tarihten Budin olarak biliyoruz. Buda ve Peşte şehirlerinin birleşiminden oluşuyor. Tarihi ve kültürel bir şehir, Budapeşte. Macaristan'ın başkenti. Tuna'nın içinden geçtiği tek şehir olması nedeniyle Tuna Kraliçesi olarak da anılıyor. Tarihi atmosfere sahip Budapeşte'de, çok sayıda müze, görkemli yapılar ve bin 300'e yakın kaplıcayı keyifle dolaşabilirsiniz.

Yurtdışında kaldığım süre içinde en yakın arkadaşlarımdan biri olan Andrea'nın anlattıklarıyla, şekillendirmiştim şehri kafamda. Macaristan'ın başkenti Budapeşte, daha görmeden zihnimde eskizlerinin yer aldığı pek az şehirden biri. Bu nedenle Budapeşte'ye gideceğim kesinleştiğinde ayrı bir heyecan duydum. Acaba şehir onun anlattığı gibi mi çıkacaktı? Geçen altı yıl boyunca değişmiş miydi? Uzun yıllar ülkeye hakim olan Komünizmin izlerini ne kadar taşıyordu?... Uçak inişe geçtiğinde heyecanım daha artarken, elimde tuttuğum Budapeşte kitabını yeniden incelemeye koyuldum. Nihayet pasaport kontrolden çıkıp otobüsümüze yöneldik, bizi kötü bir trafiğin beklediğini tahmin edemeden. Görmek için sabırsızlandığım şehre, kötü bir trafikle bir saate yakın bir sürede varabildik. Oysa kaldığımız otel ve şehrin merkezi, havaalanına çok yakındı. Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de de maalesef dünyanın diğer büyük şehirlerindeki sorun olan trafiğe teslim durumda. Belki şehre girdiğimiz günün saatinin de buna etkisi vardır. Otelimiz beş yıldızlı Corinthia, şehrin merkezine yakın yeni şehir olarak tanımlanan Peşte'de bulunuyor. Tuna Kraliçesi olarak adlandırılan Budapeşte, zaten Türklerin tarihten çok iyi bildiği Budin yani Macarların deyimiyle Buda ile Peşte şehirlerinin birleşiminden oluşuyor. Tuna Nehri'nin tam ortasından geçerek iki bölgeye ayırdığı şehre, nehir ayrı bir hava katmış. Şehre girerken karşılaştığımız, 1800'lü yıllarda kalma, gotik, barok, romanesk tarzlı devasa binalar yol boyunca iki tarafta sıra sıra diziliyor. Tarihi binaları bu kadar yıl koruyarak bugüne kadar sapasağlam getirmiş olmalarına şaşırıyoruz. İlk yapıldıkları kadar sağlam görünen binaların bazılarının tek kusuru, boyalarının ve renovasyonlarının eksik olması. Caddeler boyunca uzanan bu devasa binalar, 40 dereceye kadar çıkan sıcağı sanki daha çok hissetmemize neden oluyor.
Kahramanlar Meydanı
Bize şehri gezdirecek olan altmışlı yaşlarını geçmiş rehberimiz Clara'yla tur otobüsüne binip sıcak Budapeşte sokaklarında yola koyuluyoruz. Yaşına göre enerjisiyle bizi şaşırtan Clara, bir yandan şehrin hikayesini anlatırken, diğer yandan kendinden bahsediyor. Uzun yıllar babasının görevi nedeniyle Türkiye'de yaşadığını anlatıyor. Zaten ortalama bir Türkten bile akıcı olan Türkçesi onun anlattıklarını doğruluyor. Clara bizi ilk olarak yeni şehir Peşte'de bulunan Kahramanlar Meydanı'na götürüyor. Yarım daire dikili sütunların altında Türklere ve diğer ırklara karşı savaşmış Macar kralların heykellerini bunaltıcı sıcağın altında dikkatle inceliyoruz. Orta Asya'dan gelen ilk kahraman Arpat'la başlayan heykeller, her dönemdeki Macar kahramanlarını anlatıyor. Meydanın her iki tarafındaki iki ihtişamlı müze de Kahramanları daha etkileyici kılıyor. Bu meydanın arka tarafı, Varosliget yani kent korusu. Bu korunun içinde, Vajdahunyad Şatosu ve kışın buz pistine dönüşen bir göl, hayvanat bahçesi, lunapark ve birkaç müze ve bir hamam bulunuyor. Bu bölgeyi geride bıraktıktan sonra şehrin her yerinden görünen ihtişamıyla dikkatleri çeken Parlamento Binası'nı yakından görmek için gidiyoruz. Tuna'nın tam kenarında bütün görkemiyle dikkatleri çeken neogotik mimari tarzıyla yapılan binayı beğeniyle dışardan ziyaret ediyoruz. Clara hemen tarihini anlatmaya koyuluyor: "Ülkenin en büyük binası olma unvanına sahip. Mimar Imre Steindl tarafından neogotik tarzda yapıldı. Büyüklüğü 268 metre. 1884-1902 yıllarında yapılan binanın tam 691 odası var. Bugün Macaristan'ın 400'e yakın milletvekiline ev sahipliği yapıyor." Parlamento Binası'nın ardından nehri geçerek, bu kez meşhur Budin yani Buda tarafına geçiyoruz.
Tarihi şehir Budin
Budin'in tarih derslerinden aklımızda kalan Osmanlı tarihindeki önemini anımsamadan edemiyoruz. Tamamen düz bir arazi üzerine kurulu olan Peşte'nin üzerine, ilk olarak Buda'nın tepelikli yapısı dikkatimizi çekiyor. Zaten ilk durağımız Türk tarihinde yakından tanınan Gül Baba Türbesi. Rehberimiz, 'Bu şehirde hiç Osmanlı eseri yok mu?' sorumuza da bu şekilde yanıt veriyor. Kanuni Sultan Süleyman döneminde sultanla beraber Budin'de savaşa katılan ve burada kalp krizinden ölen Bektaşi Gül Baba'ya Sultan'ın isteğiyle şehre hakim bir konumda türbe yapılmış. Müze olarak hizmet veren türbenin bahçesi de güllerle süslenmiş. Ispartalı Gül Baba, üzerinde taşıdığı güllerden dolayı bu adla anılmış. Gül Baba için bir dua okuduktan sonra yakıcı ısıcak altında otobüsümüze döndük. Geldiğimiz tepeyi geriye inerken trafik yine peşimizi bırakmıyor. Bu kez Buda'daki diğer ünlü bir tepeye tırmanıyoruz. Otobüsten belli bir yerde indikten sonra güneşin altında turistik eşya satan mağazaların arasından genişçe bir caddede yürüyerek Kale Tepe'ye varıyoruz. Başlıca dikkat çeken turistik mekanlardan Matthias Kilisesi, Kraliyet Sarayı ve Balıkçılar Burcu bu tepede bulunuyor. Çatısında rengarenk kiremitler bulunan Matthias Kilisesi, ülkedeki ikinci büyük kilise. 13. ve 15.'inci yüzyılda yapılmış. Kilisenin önünden devam eden yol bizi Kraliyet Sarayı'na götürüyor. 13. yüzyıldan beri savaşlara ve işgallere tanıklık etmiş olan saray, şu anki neoklasik tarzında İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yapılmış. Kalenin burçları da şehrin en güzel manzarasının görülebileceği noktalardan biri. Burçlardan doya doya şehrin her iki yakasını da izliyoruz. Şehrin güzelliğini daha iyi anlıyoruz. Şehri ziyarete gelen her turist gibi fotoğraflarımızı çekiyoruz. Clara, bilgilendirmesine devam ediyor: "Şehirdeki çoğu yapı 19 yüzyıldan kalma. Ama İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanların bombalarından çoğu tahrip oldu. Çoğu bina bu tarihten sonra ya yeniden yapıldı ya da yenilendi." Bu arada Clara, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları'nda hep yenilen devletlerin tarafında olan Macaristan'ın 300 bin kilometrelik büyüklükten, 90 bin kilometrelik küçük bir ülkeye dönüşümünü üzüntüyle anlatıyor. Budapeşte'nin nüfusu 2 milyonken, ülkenin toplam nüfusu ise 10 milyon. Kale Tepe'de turistik alışverişimizi de yapıyoruz ülkeye özel hediyelikler satın alıyoruz. Ondan sonra rotamızı Buda'nın diğer bir tepesine çeviriyoruz. Bu tepenin özelliği şehrin en güzel manzarasına sahip olması. Şehri yayvan bir şekilde adeta bir çerçeveye girmiş şekilde gören tepede son molamızı veriyoruz. Hatıra fotoğraflarımızı çektirip, gölgelik bir yerde biraz dinleniyoruz. Otele geri dönerken ise, şehrin sevecenliği ve manzarası aklımızdaki yerini koruyor. Özellikle ben, Andrea'nın söylediklerinin doğru çıkmış olmasına seviniyorum.

Macar yemekleri 
az baharatlı

Macar yemekleri, genellikle az baharatlı ve az sıcak olarak servis ediliyor. Tuz ve biber Macar yemeklerinde sık kullanılıyor. Yemekleri, kızartmalardan çok hafif tatlımsı yiyeceklere kaymış. Bir tür lahana yemeği olan káposzta ve bir tür Macar tas kebabı olarak bilinen pörköl sık rastlanan yemeklerden sadece birkaçı. Gulyás ise Macarların geleneksel et çorbası. Çorbaların Macar mutfağında yeri büyük. Özellikle bol malzemeli ve zengin çorbalar göze çarpıyor. Macarların en sevdiği et ise, domuz eti. Diğer meşhur yemekleri arasında da, soğanlı kaz ciğeri, paprikalı tavuk ve kayısı soslu Barack Palinka geliyor. Macarlar çok sıcak yemek sevmiyor. Tatlılar büyük porsiyonlar halinde tüketiliyor. Pankekler ve ekmekli tatlılar değişik krema veya reçellerle sunuluyor. Macarların beyaz şarabı da meşhur. Tokaj oldukça beğenilen bir tür tatlı şarap. Dreher ve Kobányai Budapeste'nin geleneksel biraları arasında.

BUDAPEŞTE
Uçuş süresi : 2 saat
Para birimi : Forint. Euro da yaygın olarak kullanılıyor
Yüzölçümü : 93.036 kilometrekare
Saat farkı : Bir saat geri
Resmi dil : Macarca
Sıcaklık : Ilıman ve kuru bir iklime hakim olan şehirde, kış aylarında sıcaklık -4 ile 10 derece arasında. Yaz aylarında ise ortalama sıcaklık 15 ile 28 derece arasında değişir.
Nüfus : 2 milyon
Vize : Schengen almanız gerekiyor.

Nereleri gezilir
* Macaristan'ın başkenti Budapeşte'nin çok sayıda müzesi, görkemli yapıları, bin 300'e yakın kaplıcası bulunuyor.
* Tuna Nehri üzerinde gemi turu yapabilirsiniz. Tuna Nehri üzerindeki sekiz köprünün en etkileyicisi Aslanlı Köprü.
* Parlamento Binası, Budapeşte'nin simgesi sayılıyor.
* Gellert Tepesi, Tuna Nehri'nin bütün görkemiyle izleyebileceğiniz en güzel tepelerden birisi.
* Sanatın merkezi olan Budapeşte'de opera binası Operahaz, eğlencenin kalbi Vidampark, konser salonu Pesti Vigado var.
* 200 yıl önce yapılmış olan Aquincum Museum ise mimarisiyle dikkat çekiy: Konser salonu, hayvanat bahçeleri, sirkleri ile gezilmesi görülmesi gereken bir yer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder